Tarafından yapılan incelemeler:
@e.r.f.g_films
RATE THIS ESSAY
6
5
4
3
Bu film ilk gördüğümden beri beni büyüledi. 90'ların New York'unun anlık görüntüsü. “90'ların Ortası” (2018) gibi filmlere ilham kaynağı olmasına ve bir kaykay klasiği olarak görülmesine rağmen, bence paten kaymanın bu hikayede sadece küçük bir faktör olduğunu düşünüyorum. Bu film ham, o kadar ham ki insanlar ilk izleyişte bunun belgesel olduğunu sandılar. Diyaloğun tamamen doğaçlama olduğunu varsaydılar. Aslında Harmony Korine (Gummo 1997'nin yönetmeni) bu filmin senaryosunu yazdı. Senaryoyu o kadar gerçekçi yaptı ki insanlar bunu doğaçlama sandılar.
Bu filmin başlığından da anlaşılacağı gibi bu, 90'ların New York'unun denetimsiz gençleri olan "Çocuklar"ı çevreleyen bir hikaye. Bu filmde yetişkinleri pek göremiyoruz. Ana karakterler sevilecek cinsten değiller, aslında bayağı ve alçaklar. Telly (Leo Fitzpatrick) ve Caspar (Justin Pierce) rollerini mükemmel bir şekilde oynuyorlar. Bu filmi gerçekçi hikaye anlatımı nedeniyle takdir ediyorum, biz aslında sadece seyirciyiz, duvardaki sinekleriz. Bu, görülmesi nadir görülen genç Amerika'nın bir tasviridir. “Clueless”ın (1995) aynı yıl vizyona girdiğini düşünmek komik. Her iki film de 1995'te Amerika'daki gençleri konu alıyor ama yine de bu kadar zıt olamazlardı.
Film, genç oyuncu kadrosu nedeniyle büyük tepki topladı. İnsanlar sömürüldüklerini ve filmin temelde porno olduğunu söylediler. Bu filmin sıklıkla ergenlerin uyuşturucu kullanımı ve seks gibi konuları da ele alan "Euphoria" (2019) gibi daha yeni dizilerle karşılaştırıldığını görüyorum. Bu filmin 1995 yılında çekildiğini hatırlarsak, yapımı 1994 yılında gerçekleşti. Konusunda AIDS krizini ele alan ilk filmlerden biriydi. Yani vaktinden önce geldiğini söylemeye gerek yok. Bu filmin bazı sınırları aşabileceğini düşünüyorum ve onu rahatsız edici derecede gerçekçi kılan da bu.
Yönetmenlik muhteşem. Bir gün ve bir gece boyunca şehirde özgürce çocukları takip ediyoruz. Genellikle filmler yalnızca bir gün boyunca çekildiğinde biraz klostrofobik hissedilebilir. Ancak genç bir çocuğun gözünden New York sıkıcı olmaktan çok uzaktır. Bu filmdeki en sevdiğim sahnelerden biri "erkek-kız konuşması". Filmdeki birkaç komik sahneden biri. Kız grubunun seks konusunda erkek grubuyla karşılaştırdığı farklı konuşmalar. Oğlanların tek bir şey söylediğini, kızların ise tamamen aynı fikirde olmadığını duymak çok komik. Kirlidir, sansürsüzdür, gerçektir.
90'ların ortalarından farklı olarak bu filmi romantikleştirmenin daha zor olduğunu düşünüyorum. Yaz mevsiminde defalarca şehvetle anılan New York'un sıcak renk düzeni, bol kıyafetleri ve kaykayları bazen dikkatinizi dağıtabilir. Ancak bu tasvir cesurdur. Bu eğlenceli bir reşitlik değil. Aslında hikayenin genç karakterlerinin çılgına dönmesine izin verilen, yetişkinlerin küçük bir rehberliği olan "Sineklerin Tanrısı"na daha çok benziyor. Bu filmin sonu yürek parçalayıcı, ağzınızda hastalıklı bir tat bırakan bir sonuç.
Bu film korkaklara göre değil.
RATE THIS REVIEW
6
5
4
3